
Evrenin Ritmini Dinlemek: Panlectic Felsefe’nin Yolculuğu
Panlectic Felsefe, insanın kadim sorularına yanıt arama çabasıyla, evrenin karmaşıklığını ve Yaradan’ın düzenini anlama arzusundan doğdu. Ancak bu yaklaşım yalnızca bireysel bir düşünce sistemi değildir; aynı zamanda evrenin ritmini keşfetmek için ortak bir sorgulama ve anlam üretme hareketidir. Böylece insanın evrenle olan bağı yeniden yorumlanır ve bu bağın günlük yaşama taşınabilir yönleri öne çıkar. Neden […]
Devamını Oku
Panlectic Felsefe’nin Temel Varsayımı: Kadiri Mutlak Yaratıcı
Panlectic Felsefe, Kadiri Mutlak Yaratıcı’nın varlığını ilk ilke, yani aklın ötesine işaret eden varsayım olarak kabul eder. Ancak bu kabul, ne dogmatik kalıpların zincirlerine boyun eğer ne de Tanrı’yı insana benzeten antropomorfik tasavvurlara indirgenir. Yaratıcı’nın özü ve niyeti, insan aklının sınırlarını aşar; hatta bu aşılmazlık, varoluşun en köklü gerçeğidir. Evrenin karmaşık örgüsü, kusursuz dengesi ve […]
Devamını Oku
Nihilizm, Nietzsche ve Panlectic Felsefe: Varoluşsal Boşluğu Anlam Yaratma Fırsatına Dönüştürmek
Nihilizm, insanlık tarihinin en derin sorularından birini gündeme getirir. Eğer yaşamın kendiliğinden bir anlamı yoksa, insan çabası neden sürmelidir? Friedrich Nietzsche’nin ünlü “Tanrı öldü” sözü yalnızca bir yıkımı ifade etmez. Aynı zamanda bu yıkımın ardından yeni bir doğuş gerekliliğini de anlatır. Panlectic Felsefe, bu varoluşsal boşluğu bir trajedi olarak değil, yeni bir anlam yaratma fırsatı […]
Devamını Oku
Panteizm ve Panlectic Felsefe: Tanrı ve Doğa Arasındaki Çok Boyutlu Bağlantılar
Panteizm ve Panlectic Felsefe: Tanrı ve Doğa Arasındaki Çok Boyutlu Bağlantılar Panteizm, Tanrı’nın evrenin kendisi olduğunu ve her şeyin Tanrı’nın bir yansıması olduğunu savunan bir anlayıştır. Bu düşüncenin en güçlü temsilcilerinden biri Baruch Spinoza’dır. Ona göre evrendeki tüm varlıklar ve süreçler, tek bir “töz” olan Tanrı’dan türemiştir. Dolayısıyla Tanrı doğa ile özdeş kabul edilir ve […]
Devamını Oku
Absürdizm ve Panlectic Felsefe: Kuyunun Başından Evreni Anlamak
Albert Camus, absürd kavramıyla insanın anlam arayışı ile evrenin kayıtsız sessizliği arasındaki gerilimi anlatır. İnsan sorular sorar; evren susar. Yıldızlar konuşmaz, atomlar yanıt vermez, karadelikler sırlarını saklar. Camus, bu sessizlik karşısında insanın kendi anlamını inşa ettiğini savunur. Panlectic Felsefe ise süreci yalnızca bireyin iç dünyasına bırakmaz; absürdü, insan ile evrenin temas ettiği bir kesişim olarak […]
Devamını Oku
Platonizm ve Panlectic Felsefe: İdealar Dünyasından Evrensel Düzenin Keşfine
Platonizm, ideal düzeni ve değişmez formları merkeze alır. Platon, felsefi mirasında “idealar dünyası”nı gerçekliğin asıl kaynağı olarak konumlandırır. Maddi dünya, bu mükemmel formların gölgesi olarak görünür ve insan akılla ideallere yaklaşarak hakikate erişir. Panlectic Felsefe ise bu çerçeveyi kabul eder; ancak anlamı durağan bir alanla sınırlamaz, sürekli gelişen evrensel düzen içinde konumlandırır. Böylece insan, ideaları […]
Devamını Oku
Nüve Kavramı ve Panlectic Felsefe: Bilinmezliğin Kodları
Nüve Kavramı ve Panlectic Felsefe: Bilinmezliğin Kodları Panlectic Felsefe, bilinmezliği bir engel değil, keşfe açılan bir pencere olarak görür. İnsan, bilgi arayışında her adım attığında, Mutlak Yaratıcı’nın izlerine daha yakından dokunur. Bu felsefenin merkezinde nüve kavramı yer alır: Nüveler, evrenin şifrelerini, varoluşun yapı taşlarını ve Mutlak Yaratıcı’nın insanlığa sunduğu ipuçlarını temsil eden bilgi tohumlarıdır. Nüve, […]
Devamını Oku
Panlectic Felsefe, düşünce deneylerine dayanan iteratif bir felsefe midir?
Panlectic Felsefe, düşünce deneylerine dayanan iteratif bir felsefedir. Bunun birkaç temel nedeni var: 1. Hakikate Ulaşmada Kesinlik Yerine Süreç Odaklılık Panlectic Felsefe, mutlak hakikatin tek seferde ve eksiksiz bir biçimde kavranamayacağını savunur. Bunun yerine, zaman içinde farklı bağlamlarda, farklı yöntemlerle hakikate yaklaşmanın mümkün olduğunu öne sürer. Bu, felsefenin iteratif (tekrarlayan ve gelişen) bir süreç olarak […]
Devamını Oku
Murad Tecelli Eder, Ama Nadiren Konuşur
Panlektik Felsefenin Işığında Tanrı Anlayışı: Tanrı’yı konuşmak, her kelimede biraz daha susmayı öğrenmektir. Zira ne söylersek söyleyelim, çoğu kez kendi sınırlı idrakimizi tarif ederiz. Panlektik felsefe, Tanrı’yı tanımlama cüretini göstermez; aksine, O’nun varoluşu, sistemi ve tecellileri üzerine alçakgönüllü bir tefekkür sunar. Bu tefekkürde, Alfred North Whitehead, Charles Hartshorne ve Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling gibi […]
Devamını Oku